Cinsiyet eşitsizliğinin en somut göstergelerinden biri Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu. 2020 Raporunda 153 ülke arasında Türkiye 130. sırada ve yıllardır hep gerilerde. Endeksi oluşturan sıralamalar ise şöyle: ekonomiye katılım (136.), siyasi temsil (109.), sağlık hizmetlerine erişim (64.) ve eğitime erişim (113.) Yani cinsiyet eşitsizliği bakımından en iyi sağlık hizmetlerine erişimde, en kötü ise  ekonomik katılımdayız.

 

Bu konuda en büyük görev devlete, medyaya ve sivil toplum kuruluşlarına düşüyor. Ama bizlerin de yapabilecekleri yok mu? Elbette var.

  1. Dilimizde cinsiyet eşitsizliğini çağrıştıran tüm ifadelerden vazgeçelim.
  2. Çocuklarımızın isimlerini koyarken kızlara duygusal, erkek çocuklarına sert isimler vermemeye gayret edelim.
  3. Kız ve erkek çocuklarımıza ev işlerini paylaştırırken hiçbir ayrım yapmayalım.
  4. Çocuklarımızda, ailemizde ve çevremizde toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı yaratalım.
  5. Daha çok kız çocuğunun okula gönderilmesi için çalışalım.
  6. Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesine engel olalım ve durumu yetkililere bildirelim. 
  7. Her yaştaki öğrenciye toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratacak eğitim programları düzenlenmesini talep edelim.
  8. Kadınları “erkek egemen” mesleklerde de başarıyla çalışabilecekleri konusunda cesaretlendirelim
  9. Siyasi partilerden kadınların daha çok politikaya katılmalarını isteyelim.
  10. Şirketlerimizin yönetim kurullarında daha çok kadın olmasını talep edelim.
  11. Kadınların kurduğu iş ve işletmeleri destekleyelim.
  12. Kadınların çalışabilmesi için yerel yönetimlerin daha çok ücretsiz kreş ve yaşlı bakım hizmetleri vermelerini isteyelim.
  13. Toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışan sivil toplum kuruluşlarına bağış yapalım ya da çalışmalarına gönüllü olarak katılalım.