Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum,WEF) 1971 yılında Cenevre Üniversitesi İşletme bölümünde profesör olan Klaus Schwab tarafından İsviçre’de kurulmuş uluslararası bir vakıf. Her yıl Ocak ayında Davos kasabasında düzenlenen, dünyanın en tanınmış iş insanlarının, gazetecilerinin ve politikacılarının bir araya gelerek en önemli küresel sorunları tartıştıkları konferanslarıyla tanınıyor.

Forum her yıl bir dizi konferans organize ediyor ve çeşitli konularda raporlar yayınlıyor. Bu raporların en çok bilinen ve izlenenlerinden biri de Küresel Cinsiyet Eşitsizliği1 Raporu (The Global Gender Gap Report, GGGR).

İlk kez 2006 yılında hazırlanan rapor, kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizliği boyutlandırarak görünür kılan ve ülkeleri ortak kriterlerle sıralayan popüler bir ölçüm aracını da bizlerle paylaşıyor; Küresel Cinsiyet Eşitsizliği İndeksi (The Global Gender Gap Index, GGGI).

GGGI dünyadaki 153 ülkedeki cinsiyet temelli eşitsizliklerinin boyut ve kapsamını 4 ana başlık altında ölçüyor; (1) ekonomik katılım ve fırsatlar, (2) eğitime erişim (3) sağlık ve sağkalım (4) politik güç. Bu dört kategorinin her biri için de ayrı sıralamalar yapılıyor.2

 
Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu 2020 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’nda 153 ülke arasında ne yazık ki 130. sırada bulunuyor.

Sıralamanın ilk beşi İzlanda, Norveç, İsveç, Finlandiya ve Nikaragua, Ruanda. İzlanda 11 yıldır birinciliği kimseye bırakmıyor. Son 5 ise Yemen, Pakistan, Irak, Suriye ve Çad.

Küresel düzlemde genel indekse bakıldığında eşitliğe ulaşmak için atılması gereken adımların yalnızca 69’unun atıldığını, 31 adımlık cinsiyet farkının kapatılamamış olduğunu görüyoruz. Mevcut hızla, küresel cinsiyet eşitliğine ulaşmak için 100 yıl gerekiyor.

Ekonomik Katılım ve Fırsatlar Çalışma yaşamına ilişkin olarak katılım, kazanç ve terfi alanlarındaki kadın-erkek farklılığına bakılıyor. İş yaşamına katılımdaki eşitsizlik kadın ve erkeklerin işgücü katılım oranlarının farkı ile ölçülürken, kazanç eşitsizliği hem kadınların gelirlerinin benzer pozisyonlarda çalışan erkeklerinkine oranı hem de WEF Yönetici Görüşü Anketi ile elde edilen eşit işe eşit ücrete ilişkin nitel gösterge ile sayısallaştırılıyor. Terfi eşitsizliğini göz önüne sermek için ise iki istatistiğe başvuruluyor; (1) teknik bilgi, beceri ve uzmanlık gerektiren işlerde çalışan işçilerin kadın/erkek oranı ile (2) kamuda ve özel sektörde kilit karar alma pozisyonlarındaki kadınların erkeklere oranı.
 
Ekonomik Katılım ve Fırsatlar alanında, küresel düzlemde eşitlik yolunun yarısı kat edilmiş olsa da (%58) gidecek yol hayli uzun ve çetrefilli. Küresel olarak kamu ve özel sektörde üst düzey yöneticilerin sadece %36'sı kadın, üstelik kadınlar aynı işi yaptıkları erkeklerden %40 daha az maaş alıyor, maaş dışı gelirleri de eklendiğinde erkeklerin ancak yarısı kadar kazanç elde ediyorlar. Dahası, pek çok ülkede, kadınlar gayrimenkul edinmek ve kredi ve benzeri finansal kaynaklara erişmek konusunda da açık bir ayrımcılıkla karşı karşıya kaldıkları için bir şirket kurma veya varlıklarını yöneterek geçimlerini sağlama fırsatı bulamıyorlar. Pandeminin kadın istihdamını olumsuz etkilediği, eşitlik yolunu daha dolambaçlı hale getirip, uzattığı da yakıcı bir gerçek.

Eğitime Erişim Eğitime erişimdeki farkları ortaya koymak için okuryazar olan ve ilk, orta, yüksek öğretim gören kişilerde kadın erkek oranına bakılıyor.

Sağlık ve Sağkalım Kadın ve erkek sağlığı arasındaki farklar iki gösterge ile sayısallaştırılıyor; (1) doğumda cinsiyet dağılımı, (2) kadın ve erkeklerin sağlıklı yaşam beklentisi arasındaki fark. Böylece hem pek çok ülkede söz konusu olan erkek çocuk sahibi olma tercihi sorgulanıyor, hem de şiddet, hastalık, yetersiz beslenme veya diğer faktörler nedeniyle kaybedilen yıllar hesaba katılıyor.

 
Eğitim ve Sağlık alanlarında %96 ile sayısal eşitliğe çok yaklaşılmış olsa da, dünyadaki 15-24 yaş arası kızların %10’u okuma yazma bilmiyor. Eğitime erişimin görece yüksek olduğu ülkelerde bile, kadınlar geleceğin mesleklerinde başarılı olmak için gereken becerilere sahip değiller. Bilişim, mühendislik, yapay zeka gibi STEM alanlarında öğrenim gören kadınların sayısı yetersiz. Pandemi sırasında kadınların iş yaşamından çekilmek durumunda kaldığı, bu alanda elde edilen kazanımların en az 10 yıl geri gittiği belirtiliyor.

Politik Güç indeksi en üst düzey siyasi karar alma mekanizmalarındaki eşitsizliği, kadın bakanların ve milletvekillerinin erkeklere oranı ile ölçüyor. Ayrıca son 50 yılda ülkenin kadın başkan veya başbakan tarafından yönetildiği yılların, erkek iktidarına oranına da bakılıyor. Çeşitli ülkelerdeki veri yetersizliği nedeniyle, yerel yönetim düzeyinde kadın temsiline ilişkin bir göstergenin bu alt-indekste hesaba katılmaması ise giderilmesi gereken bir eksiklik olarak değerlendiriliyor.
 
En eril alan olan politikada kadınların son yıllarda elde ettikleri gözle görünür temsiliyet iyileşmelerine rağmen eşitsizliğin %75’i giderilmeyi bekliyor. Halen küresel düzlemdeki 35.127 meclis sandalyesinin yalnızca %25'inde kadınlar oturuyor, 3.343 bakanın yalnızca %21'i kadın. Bazı ülkelerde kadınlar hiç temsil edilmiyor. Son 50 yılda rapor kapsamındaki 153 ülkenin 85'inde hiçbir kadın devlet başkanı olmadı. Dolayısıyla bu eşitliğin sağlanabilmesi için resmi kotalar gibi özel önlemler alınması gerekiyor. Pandemi sürecinde kadın yöneticilerin daha başarılı olmaları ve değişen ABD yönetiminde kadınların kilit görevler alması ise önemli kazanımlar olarak göze çarpıyor.

1Cinsiyet uçurumu veya açığı cinsiyetler arasındaki orantısız farklılık veya eşitsizlik olarak tanımlandığından, ben İngilizce “gap” sözcüğünü eşitsizlik olarak kullanmayı tercih ediyorum. Ancak bazı kaynaklarda açık veya uçurum şeklinde Türkçeleştiriliyor.
2Raporun 45-48. Sayfalarında indeksin matematiksel yapısına, 48-57. sayfalarında ise alt indeksleri oluşturan 14 farklı göstergeye ve göstergeleri oluşturan veri kaynaklarına ilişkin ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz.

KAYNAK
https://www.weforum.org/reports/gender-gap-2020-report-100-years-pay-equality


Z. Gül Üstün