Aşağıda bir bölümüne yer verilen yazının tamamı İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi dergisinin 2021 Mart sayısında yayınlandıktan 20 gün sonra İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilmiş ve Avrupa Konseyine fesih kararı bildirilmiş ve Türkiye taraf olmaktan çıkmıştır.
Ancak kadın hukukçular ve kadın kuruluşları;
İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe girmesi için mücadeleyi sürdürüyorlar;
2023 Cumhurbaşkanı seçimlerinde İstanbul Sözleşmesini tekrar yürürlüğe gireceği vaadini veren Cumhurbaşkanı adayına OY vereceklerini ilan ediyorlar.


İstanbul Sözleşmesi, uluslararası hukukta kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet konusunda
* yaptırım gücü olan,
* bağlayıcı ve
* bağımsız bir denetim mekanizması kurulmasına yer verilen ve
* şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin bir sonucu olduğunun vurgulandığı

ilk Sözleşme niteliği taşıyor.

Madde 1 –Sözleşmenin Amacı
Kadınları ve Aile Bireylerini Şiddetten
* Korumak (Protection)
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti
* Kovuşturmak (Prosecution)
* Önlemek(Prevention)
Şiddet mağduruna ve failine
* Destek politikaları oluşturmak (Policy)

Sözleşme gereğince, Taraf Devletlerin tüm ilgili organlar, kurumlar ve örgütlerle işbirliği içinde olması, bir koordinasyon biriminin kurulması, şiddetle mücadele ve şiddetin her türünün önlenmesi için uygulanacak politika, önlem ve programların yerine getirilmesinde sivil toplumun da dahil edilerek yeterli düzeyde mali kaynaklar ve insan kaynakları tahsis edilmesi öngörülmüştür.

Sözleşme’nin amacı,
-kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek,
-kadınları her türlü şiddete karşı korumak,
-kovuşturmak;
-kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak,
-kadınları güçlendirme yolu da dahil olmak üzere kadınlarla erkekler arasında
yasalarda ve yaşamda eşitliği sağlamak,
-ev içi şiddetin tüm mağdurlarının ve kadına yönelik şiddet mağdurlarının korunması,
-mağdurlara yardım edilmesi için kapsamlı çerçeve, politika ve önlemler geliştirmek,
-kadına yönelik şiddeti ve ev içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak,
-kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül biryaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamaktır.

Sözleşme, “toplumsal cinsiyete dayalı” ayrımcılık ve şiddeti temel almıştır ve toplumsal cinsiyeti tanımlayan ilk uluslararası belgedir.
Sözleşme’de, ekonomik zarar veya baskı da kadına yönelik şiddet biçimlerinden biri (ekonomik şiddet) olarak tanımlanmıştır. Sözleşmeye göre, taraf devletlerin, uygulamada toplumsal cinsiyete duyarlı olması gerekmektedir.

Taraf Devletlerin Yükümlülükleri
Toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar, kapsayıcı ve eşgüdümlü politikalar uygulamak
Mali kaynaklar ayırmak
Resmi bir eşgüdüm birimi kurmak
İstatistiksel veri toplamak, incelemek, yayınlamak
Şiddetin önlenmesi için zihniyet değişikliği sağlamak


Toplumsal cinsiyet, 3. Maddenin c fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre “toplumsal cinsiyet” belli bir toplumun kadınlar ve erkekler için uygun gördüğü sosyal olarak inşa edilen roller, davranışlar, etkinlikler ve yaklaşımlar anlamına gelir. Ayrıca, 6. maddeye göre, Sözleşmeyi onaylayarak taahhüt altına giren Taraf devletler bu Sözleşme hükümlerinin uygulanmasında ve sonuçlarının, etkilerinin değerlendirilmesi
sürecinde de toplumsal cinsiyet bakış açısına yer vermekle yükümlüdürler.

Taraf devletler, Sözleşmenin uygulanmasında, şiddet mağdurunun korunmasında, ulusal azınlık, cinsel yönelim, engellilik, medeni hal, cinsel kimlik, göçmen veya mülteci olma gibi herhangi nedenle ayrım gözetmemekle yükümlüdür. Sözleşme, şiddetin önlenmesi konusunda adeta bir yol haritası çizmiş; taraf devletlerce yapılacak uygulamalar ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Örneğin:
• Farkındalığı arttırma,
• Uzmanların eğitimi,
• Önleyici müdahale ve tedavi programları,
• Özel sektör ve medyanın katılımı,
• Psikolojik ve hukuksal destek hizmetleri,
• Erken ve zorla evliliklerinin suç sayılması ve iptali,
• Eşgüdümlü, toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar geliştirmesi,
• Koordinasyon biriminin kurulması,
• Şiddet eylemleri hakkında istatistiki ve düzenli verinin toplanması,
• Sığınakların kurulması,
• Acil yardım hatlarının açılması,
• Çocuk tanıklar için koruma,
• Sağlık hizmetleri,
• Göçmen ve sığınmacıların korunması.

Göç ve Sığınma
Oturma izni: ikametgâh durumu iç hukuk tarafından tanınan eş veya partnere bağlı olan mağdurlara, başvuru üzerine, evliliğin ya da ilişkinin süresini dikkate almaksızın özerk oturma izni verilmesi sağlamak
Cinsiyete dayalı sığınma talebi: toplumsal cinsiyete duyarlı sığınma usullerini geliştirmek
Geri göndermeme: statüsü ve ikametine bakılmaksızın korumaya muhtaç kadına yönelik şiddet mağdurlarının hayatlarının risk altında olabileceği hiçbir ülkeye hiçbir durumda iade etmemek
• Bedensel zarar görenlere tazminat verilmesi,
• Namus, din, gelenek, görenek, kültür adına yapılan savunmaların kadına yönelik şiddetin gerekçesi olarak kabul edilmeyeceği,
• Şiddet içeren olaylarda, arabuluculuk ve uzlaştırma gibi alternatif çözüm yollarının uygulanmaması,
Konularında düzenleme bulunmaktadır.
Ayrıca, Adli yardım hizmetleri konularına ayrıntılı olarak yer verilmiştir.
Sözleşmede, taraf devletlerin toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konularının eğitimin her düzeyinde müfredata eklenmesi önemle vurgulanmıştır.

Maddi Hukuk AçısındanYapılması Gerekenler
Madde 30 –Tazminat: Ciddi bedensel zarar gören ya da sağlıkları ciddi bir şekilde zarar gören ve uğradıkları zarar fail, sigorta ya da Devlete ait sağlık ve sosyal yardım hizmetleri gibi diğer kaynaklardan karşılanmayan kişilere Devlet tarafından yeterli tazminat sağlanır.

Madde 32 –Zorla evlendirmenin hukuki sonuçları: zorla evliliklerin yok sayılabilmesi, feshedilmesi ya da sonlandırılabilmesi…

Bölüm 6 –Soruşturma, Kovuşturma, Usul Hukuku ve Koruyucu Önlemler
Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili soruşturma ve yargılamaların usule aykırı bir gecikme olmaksızın görülmesini ve ceza davasının tüm aşamalarında mağdurun haklarının dikkate alınmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Acil müdahale, önleme ve koruma
Kısıtlama veya koruma kararları
Sorgulamalar ve kanıt
Adli yardım

İstanbul Sözleşmesi’nin diğer bir önemli özelliği şiddetin önlenmesi ve şiddetle mücadele alanında devletin kurumsal mekanizmalar oluşturmasını zorunlu kılmasıdır. Kadına yönelik eviçi şiddetin ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için, zihniyet değişikliğinin sağlanması çalışmalarının kararlılıkla sürdürülmesine ihtiyaç vardır. Sözleşmede bu konudaki önemli iki düzenleme, farkındalığın arttırılmasına ve okul
öncesi eğitimden başlayarak öğretimin her aşamasında ve uygulayıcılara yönelik toplumsal cinsiyet eğitimi verilmesine dair hükümlerdir.

Nazan Moroğlu