Aşağıdaki tabloda yer alan veriler ülkemizde yıllara göre çıkan yangın sayısını veriyor.

Yıllar Yangın Sayısı Yanan Alan (Hektar)
2009 10 5.798
2010 4 1.258
2011 11 8.985
2012 33 9.689
2013 37 19.973
2014 23 7.172
2015 88 55.070
2016 269 126.230
2017 157 47.766
2018 257 40.964
2019 324 81.384
2020 472 99.857
2021 147 157.482

 

Buradaki verilerin kaynağı EFFIS -  European Forest Fire Information System isimli, iklim analistlerinin uğrak yeri olan bir siteden.Grafikte yer alan veriler ise yanan alanın miktarını gösteriyor.
 

Ülkemizin Çevre ve Orman Bakanlığı verilerine göre Türkiye’nin kabaca % 30’u orman alanı, 230 bin km². Bunun % 40’ı ağaçlık, % 60’ı hakiki orman. Ağaç yükü olarak hepsi toplanınca, kabaca ülkenin beşte biri orman. 160.000 km² kadar.

2009-2010’da üç beş yangında 3-5 bin hektar yanmış. 100 hektar 1 km² eder. Yıllık yanan miktar, kenarı 5-7 km olan bir kare.

2010’da neredeyse orman yanmamış. 2011’de ise yanan alan önceki yılların birkaç katı, 10.000 hektarı aşmış. 2013’te 20 bin hektarı bulmuş. Bir kenarı 14 km’yi aşan karelik bir alan kül. Mücavir alanı dâhil orta boy bir ilçe.

2014 sakin, lakin 2015’te, 2013’te zirveyi görmüş rakam dâhil önceki altı yılın toplamından fazla alan yanmış. Kenarı 24 km uzunluğundaki bir kare kadar. 2016’da, 2015’in rekor rakamı dâhil, önceki yedi yılın toplamı aşılmış. 1262 km². En küçük il Yalova’dan büyük. Kilis’e yakın.

2017 ve 2018’de düşüş var, 2 yılda 1 Yalova kaybetmişiz. 2019 ve 2020’de ise durum feci, her biri 1 Yalova götürmüş.

2021 tarihi zirve, şu ana dek 160.000 hektar yandı. Kenarı 40 km olan bir kare. 2 Yalova, 1 Kilis. 

Sadece bu yıl, tüm ormanlarımızdaki her 100 ağaçtan 1’i yandı ki salt ağaç değil yanan; yaban hayat, termik santral, kasaba ve köyler, büyükbaş küçükbaş hayvanlar, beyaz etler, insan kayıpları da var.

İlginç olan, sayıların tutulmaya başlandığı 2009 – 2010’a göre artış inanılmaz boyutta. 1250 hektardan 160.000 hektara çıkmış. 125 kattan fazla. 

Ülke aynı, coğrafya aynı, insan aynı. Bu fark salt iklim değişikliğiyle açıklanamaz. Bariz bir risk yönetimi sorunu var sanki.

Peki, şunu soralım, bir ülke için orman yangınları risk yönetimi açısından öncelikli midir? Hangi açıdan bakarsanız bakın öncelikli olduğunu görürsünüz. Yangınların kitlesel can ve mal kaybına neden olması, yarattığı çevre sorunları, ormanların iklim değişikliklerine doğrudan etkisi, doğal zenginliğin ve orman ekonomisinin kaybı gibi pek çok önemli faktör var. Bir ülke için korunması gereken en önemli zenginliklerden birisi ormanlar. Öyleyse riskinin hakkıyla yönetimi şart. 

Herhangi bir risk ancak iki faktörün bir araya gelirse gerçekleşir. Birincisi tehdit, ikincisi zafiyet. Duvara vurduğunuz yumruk gibi, eğer duvarın herhangi bir yeri alçıyla ya da kâğıtla kaplı değilse de her yeri taş ya da betonsa yumruklarınız boşa gidecektir ama ne yaparsanız yapın, yumruk vuran olur. Ormanlar da böyle, ormanınız varsa, yangın tehlikeniz olacaktır. Bundan kaçınamazsınız. Riski doğru yönetir, kontrolleri işletirseniz yangını asgari zararla atlatırsınız.

Risk yönetim yaklaşımlardan riskin transferi ya da sorumluluğun devri de burada söz konusu olmadığı için risk yönetimi açısından geriye iki seçenek kalıyor. Riski azaltma ve riski telafi etme. Riskin azaltılması çoğunlukla yangın olmadan yapılması gereken aksiyonları içerdiği için uzun vadeli programlar gerektirir. Çevre ve Orman Bakanlığımız koordinatörlüğünde orman fakültelerinde bu planlama çalışmalarının yapıldığını biliyoruz. Planlar ne derece uygulanıyor, onu bilmiyoruz. Korunacak alanların, yasak bölgelerin belirlenmesi, yangın yollarının yapılması gibi. 

Riskin telafisi ise yangın çıktığında bunun ivedilikle tespiti ve etkin müdahaleyle olur. Yangın kuleleri, eğitimli itfaiye personelinin bulundurulması, gerekli teçhizat ve yeterli yangın uçaklarının tedariki gibi. 

Yukarıdaki sayılara ve grafiklere dönüp baktığımızda birkaç yıldır bu konuda iyi bir sınav vermediğimiz görülüyor. İklim sorunları, kuraklık kapımızda. Dilerim bir an önce etkin risk yönetimini toplumca fark ettiğimiz önlemleri görürüz.

Hasan Reyhanoğlu, Yazar ve Risk Yönetimi-Bilgi Güvenliği Yöneticisi